11 Haziran 2011 Cumartesi

Şu aynayı kırmak lazım

Baktığın zaman gördüğün şeylerin gerçekliğini sorguladığın zamanlar olmalı. Mutlaka!

Kimi zaman -kendini- yaşadığın ya da yaşattığın metaforun içinde mutlu görebilirsin. Kimi zaman yalnız, kimi zaman öfke dolu ya da üzgün... Oysa ki yaşandığı halde farkına bile varılmayan milyarlarca "an" dolanıyor etrafta.

Farkına varmanı istediğim tek bir şey var; o da aklını kurcalayan şeylerin, kendi aklının yaratıcılığından kaynaklandığını kabul etmen. Mesela saçlarını uzun görmek istiyorsun; en yakın kuaföre gidip bir peruk alır, kendini görmek istediğin gibi görürsün. Artık hep istediğin gibi uzun saçlı, mutlu, her şeyi yolunda, evi, işi, arabası son moda, karşı konulamaz birine dönüştün. Kendine neden hep aynalardan bakmaya bu kadar niyetlisin, hiç düşündün mü?

Hep takındığımız maskelerden bahsedip durduğumuz, başkalarına karşı 'dürüstmüşüz' gibi yapmamız gerektiği söylenen bir dünyada yaşıyoruz. Yapmayın lütfen. Hangimiz hayatını kendine karşı, ne kadar dürüst yaşıyor ki? Hep başkaları var hayatımızda. Seni oluşturan şey 'başkaları' mı sanıyorsun?

Aynadaki yansımana baktığında gördüğün şey, yalnızca başkalarının gözünden kendini görmek istediğin şeklin. Bir şeyler ya genlerinden geliyor ya da sana dayatılıyor bu dünyada. Kafaların boşaltılıp, yerine cinsiyetlerin, ırkların, paranın, itibarın yerleştirildiği bir dünya burası. O yüzden 'Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.' alıntısından kendine pay çıkarmanın zamanı geldi.

Neden bahsettiğim konusunda fikri olan var mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder